28 Şubat mağduru tabip üsteğmen yaşanan acıları ‘travma’ diye özetledi
28 Şubat sürecinde Jandarma Genel Komutanlığında tabip üsteğmen olarak görev yaparken cuntacıların baskı ve zorbalığına dayanamayarak istifa etmek zorunda kalan Özgür Kavak, “Orduda askeri personele uyguladıkları tavırlar ve verdikleri cezalar çok fazlaydı ve travmalara maruz bırakmışlardır.
28 Şubat sürecinde Jandarma Genel Komutanlığında tabip üsteğmen olarak görev yaparken cuntacıların baskı ve zorbalığına dayanamayarak istifa etmek zorunda kalan Özgür Kavak, “Orduda askeri personele uyguladıkları tavırlar ve verdikleri cezalar çok fazlaydı ve travmalara maruz bırakmışlardır. Disiplin subaylığı adı altında onların vermiş oldukları kararlar ile hiçbir hukuki temeli olmayan gerekçeler ile binlerce kişiyi (askeri) mağdur etmişlerdir” dedi.
Afyonkarahisar’da Uzman Çocuk Doktoru olarak görev yapan Kavak, 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı. Cuntanın amacının sivil halk, kurumlar ve yargı üzerine vesayet kurmak olduğunu ifade eden Kavak, “O dönemlerde Jandarma Tabip Üsteğmen olarak görev yapmaktaydım. Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) mezunuyum. 28 Şubat’ın kalıntıları ile birebir mücadele etmiş dava arkadaşlarımdan birisi olarak o dönemlerde ‘Bin yıl sürecek’ dedikleri olay tarihi bir leke olarak tarihin karanlık sayfalarında yerini aldı. 28 Şubat’ta askeri cuntanın amacı sivil halk, kurumlar ve yargı üzerine vesayet kurma ve onlara bir nevi emir verme, dizayn etmekti. Batı Çalışma Grupları adı altındaki yapılanma derin bağlantıları ve dış ülkelerden aldıkları destekler ile Türkiye Cumhuriyeti’nde yargı, kamu ve STK organlarının üstünde belli bir doktrin uygulayarak onları dizayn etmeye çalışmışlardır” dedi.
“Binlerce kişiyi (askeri) mağdur etmişlerdir”
Cuntacıların askeri personellerde travma oluşturacak uygulamalar gerçekleştirdiklerini dile getiren Kavak açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Orduda psikolojik baskıları çok farklı ve çeşitliydi. İnsanlara sürekli olarak baskıcı tutumları vardı. Orduda askeri personele uyguladıkları tavırlar ve verdikleri cezalar çok fazlaydı. Bunların hiçbiri bir hukuki temele dayanmıyordu. Özellikle disiplin subaylığı adı altında onların vermiş oldukları kararlar ile hiçbir hukuki temeli olmayan gerekçeler ile binlerce kişiyi (askeri) mağdur etmişlerdir. Gerek psikolojik gerekse insanları kurumlardan ayırmaya yönelik yaptırımlar, ayrıca ayrıldıktan sonra da sivil hayatlarındaki işlerini de olumsuz etkileyecek şekilde travmalara maruz bırakmışlardır. Mesela içtima sahasında askerleri veya asker adaylarını uzun süre bekletip ardından çok farklı askeri eğitim adı altında ezici travmalara maruz bırakmışlardır.”